2 Haziran 2023 Cuma

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, tarihi Ahmet Çelebi Camii’nde hutbe irad etti

 

  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, tarihi Ahmet Çelebi Camii’nde hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, tarihi Ahmet Çelebi Camii’nde hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, tarihi Ahmet Çelebi Camii’nde hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, tarihi Ahmet Çelebi Camii’nde hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, tarihi Ahmet Çelebi Camii’nde hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, tarihi Ahmet Çelebi Camii’nde hutbe irad etti

 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İstanbul’un Üsküdar ilçesinde restorasyonu tamamlanan ve resmi açılışı bugün yapılan tarihi Ahmet Çelebi Camii’nde hutbe irad etti ve Cuma namazı kıldırdı.

Cumanın mübarek olsun aziz kardeşlerim!

Ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz idrak sahibi müminleri şöyle tanıtıyor: “Onlar ayakta dururken, otururken, yatarken Allah’ı zikrederler. Göklerin ve yerin yaratılışını tefekkür eder, düşünürler…”

Hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s): “Rabbini zikreden ile zikretmeyenin durumu, diri ile ölünün durumu gibidir.” Demek ki Cenab-ı Hakk’ın Esma-i Hüsna’sını dilimizden eksik etmemek bizim diri ve canlı olduğumuzun, Rabbimizin ibadet halinde bir kulu olduğumuzun en büyük göstergesidir aziz kardeşlerim.

Zikir, Rabbimize kulluğumuzun ve sadakatimizin ifadesidir. Manevi berekete açılan kapıdır. Gönüllerin huzur kaynağıdır. Kalbimizin gıdası, derdimizin devasıdır. Zikir, Rabbimizin her zaman ve her yerde bizi gördüğünü, işittiğini ve koruduğunu unutmamaktır. Bizler, Rabbimizin rahmet ve inayetine zikirle kavuşuruz. O’nun muhabbetine zikirle mazhar oluruz. Gafletten zikirle uyanır, vesveselerden zikirle kurtuluruz. Dünya ve ahiret selametine zikirle ulaşırız.

Aziz Kardeşlerim!

Mümin, kalbini zikirle Rabbine açar “Beni anın ki ben de sizi anayım.” ayetine bütün benliğiyle icabet eder. Zikirle Allah’ın varlığını, birliğini ve kudretini tefekkür eder. Rabbinin gözetiminde olduğu bilinciyle bir ömür sürer. Dilinden zikri ve tesbihatı eksik etmeyerek her daim iyiliklere ulaşmanın kötülüklerden uzaklaşmanın gayretinde olur.

Müminin gönlü zikirle ferahlar. “Bilesiniz ki kalpler ancak Allah’ı zikretmekle huzura kavuşur.” ayeti gereğince müminin ruhu zikirle sekinete erer. Yuvası zikirle huzura kavuşur.

Aziz Müslümanlar!

Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Allah’ı çokça zikredin. Ve O’nu sabah akşam tesbih edin.” Bu ayeti kendine düstur edinen Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.s), her işine Allah’ın adıyla başlardı. Mevlit müellifi “Vesiletü’n Necat” ismini verdiği o beyitlerde nasıl başlamıştı mevlidine; “Allah adın zikredelim evvela, vacip olur cümle işte her kula.” Yani her işimize besmeleyle başlayalım. Allah’ın adını zikrederek başlayalım diyen Hazreti Süleyman Çelebi’nin Peygamber (s.a.s.) ve tevhit aşkıyla yazmış olduğu Allah’a münacatında dile getirdiği Mevlid-i Şerif’inde bu beyitle başlamıştı. Tıpkı şu hadis-i şerifin tefsirini yaparcasına, mealini verircesine; “Kim ki bir işe besmelesiz başlarsa o işin sonu bereketsiz gelir.”

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) her işine Allah’ın adıyla başlardı. Elbisesini giyerken, evine girerken, evinden çıkarken, bineğine binerken Allah’ı anardı. Yemeğe başlarken besmele çeker, sonunda da elhamdülillah derdi. Uyumadan önce de uyandıktan sonra da Allah’ı zikrederdi, O’na hamd ederdi.

Aziz Müslümanlar!

Zikir, Allah’ı zihinde tutmak, dil ile belirli kelimeleri tekrar etmekle birlikte, söz, tutum ve davranışlarımızla Allah’ın rızasını kazanma çabasıdır. Nefsimizi ıslah etme, iyilik ve hayır yolunda olma, huzur ve mutluluğa ulaşma gayretidir. Zikrin gerçek anlamını idrak eden bir mümin, Kur’an ve sünnete uygun bir hayat sürer. Kardeşlik hukukunu korur. Toplumda birlik ve beraberliği pekiştirmek için çaba gösterir. Zikri kendine şiar edinen bir mümin, yaratılış gayesini unutmaz. Hak duyarlılığını kaybetmez.

Kardeşlerim!

Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de bizleri şöyle uyarmaktadır: “Ey iman edenler! Mallarınız ve evlatlarınız sizi, Allah’ı zikretmekten alıkoymasın.” Bu ayet-i kerime rızkımızı kazanırken, işimizi yaparken, sorumluluklarımızı yerine getirirken her an Allah’ı hatırlamamız gerektiğini bizlere emrediyor. Varlıkta ve darlıkta, rahatlıkta ve zorlukta Rabbimize kulluk etmeye,  O’nu anmaya ve O’ndan yardım istemeye bizleri çağırıyor.

Öyleyse Aziz Müminler!

Yüce Rabbimizin rızasını, yardımını ve affını umarak her daim O’nu zikredelim. Esma-i Hüsna’sından güzel isimlerinden olan ya Allah, ya Rahman, ya Rahim, ya Selam isimlerini dilimize tesbih ederek zikrimizi eda edelim. Zikrin en büyüğü olan namazlarımızı ihmal etmeyelim. Bir ismi de “Zikir” olan Kur’an-ı Kerim’i okuyalım, anlayalım ve yaşayalım. Okumasını henüz öğrenmemiş olan Müslüman kardeşlerim okumasını bir an önce öğrenelim. Çünkü Kur’an’ın her kelimesi zikirdir. Cenab-ı Hakk’ın lafzıdır. En büyük zikirlerden birisi Kur’an-ı Kerim okumaktır.

Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in bize öğrettiği şu dua ile bitiriyorum: “Allah’ım! Sana şükretmek, seni zikretmek ve sana güzelce ibadet etmekte bize yardım et.”