Paylaş Facebook Facebook Facebook
15 Aralık 2023 Cuma

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Taksim Camii’nde hutbe irad etti

 

  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Taksim Camii’nde hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Taksim Camii’nde hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Taksim Camii’nde hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Taksim Camii’nde hutbe irad etti

 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İstanbul Taksim Camii’nde hutbe irad etti, ardından Cuma namazı kıldırdı.

“Cumanız mübarek olsun aziz kardeşlerim. Sizleri Taksim Camii’nin minberinden selamlıyorum. Allah’ın selamı, rahmeti, mağfireti, bereketi hepinizin üzerine olsun.

Aziz Kardeşlerim!

Ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Allah için adaleti ayakta tutun, adil şahitler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi asla adaletsizliğe sevk etmesin. Adil olun; bu, takvaya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.”

Hadis-i şerifte ise âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) Efendimiz şöyle buyurmaktadır: “Yönettikleri insanlara, ailelerine ve sorumlu oldukları kişilere karşı adaletle davrananlar, Allah katında nurdan hazırlanmış tahtlarda ağırlanacaklardır.”

Kardeşlerim!

Yüce Rabbimizin güzel isimlerinden biri de El-Adl’dir. Rabbimiz, mutlak adalet sahibidir. Adaletin yegane kaynağıdır. O, bütün varlıklara adaletle muamele edendir.

Adalet, toplumu ayakta tutan en temel değerdir. Adalet, vicdanın sesidir. Adalet, huzurun teminatıdır; güvenin dayanağıdır. Adalet, her hak sahibine hakkını teslim etmektir. Aleyhimize de olsa hakkı üstün tutup kaldırmaktır. Adalet, daima haklının yanında yer almaktır.

Aziz Kardeşlerim!

Adalet, hayatın tüm alanlarına hakim kılındığı zaman gerçek anlamını bulur. Mümin, her şeyden önce ailesine karşı adaleti gözetmelidir. Anne ve babasına, eşine ve çocuklarına şefkat, merhamet ve nezaketle davranmalıdır. Onlara kötü söz söylememeli, kalplerini kırmamalıdır. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in, “Çocuklarınız arasında adaletli davranın.” emrine uyarak evlatları arasında hiçbir konuda ayrım yapmamalıdır.

Mümin, sorumluluğu altındaki kişilere karşı adil olmalıdır. Onların haklarını korumalıdır. Alın terini yok saymamalıdır. Mümin, ticaretinde adaleti elden bırakmamalıdır. Cenab-ı Hakk’ın, ‘Ölçüyü doğru yapın, eksik tartmayın.’ ilahi ikazına bağlı kalmalıdır. Hiç kimseyi aldatmamalı, rızkına haram bulaştırmamalıdır.

Mümin, toplumsal ilişkilerinde de adaleti gözetmelidir. Kendisi için istediğini kardeşi için de istemelidir. Kendisi için arzu etmediği bir şeyi kardeşi için de arzu etmemelidir. Eliyle ve diliyle hiç kimseye zarar vermemelidir.

Muhterem Müslümanlar!

Bugün, kadın, erkek, çocuk, yaşlı demeden masum insanları katleden zalimler, yeryüzünde adaletin temsilcisi olduğunu iddia etmektedirler. Son örneğini Filistin ve Gazze’de gördüğümüz; Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Hindistan’da, Keşmir’de ve dünyanın pek çok yerinde, ‘Dünyada adaleti sağlayacağız’ söylemiyle beldeleri, şehirleri, ülkeleri yaşanmaz hale getiren zalimlere şöyle bir bakalım. Kendi çıkarları uğruna insani ve ahlaki bütün değerleri ayakları altına almaktadırlar, hiçe saymaktadırlar adeta. Onlardan mı adalet bekleyeceğiz? Zalimler, işlemiş oldukları tarifsiz zulümlerle, çıkardıkları büyük fitne ve fesatlarla nice acı ve gözyaşına sebep olmaktadırlar. Yeryüzünün düzenini bozan bu zalimleri, iyi tanımalıyız onları; Yüce Rabbimiz bizlere şöyle tarif ediyor: “Onlara, ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın’ denildiğinde şöyle derler, ‘Ne fesadı, biz ancak ıslah edicileriz!’ derler.’ Allah Teala bizi uyarıyor; ‘İyi bilin ki onlar bozguncuların, zalimlerin ta kendileridir. Fakat bunu bilmezler.”

Aziz Kardeşlerim!

Şu gerçek unutulmamalıdır ki, dün olduğu gibi bugün de yeryüzünde adaleti, İslam’a gönülden bağlı müminler ancak tesis edecektir. Tarihte hep böyle olmuştur. Bugün de böyle olacaktır, yarın da böyle olacaktır. Çünkü İslam insanlığa gönderilen bir nimettir. Maide Suresi’nin üçüncü ayetinde Cenab-ı Hak bu gerçeği bütün insanlığa şöyle ifade buyurmaktadır: ‘Bugün sizin dininizi kemale erdirdim. Üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve din olarak İslam’ı seçtim ve ondan razı oldum’. Allah Resulü Efendimize indirilen son ayet olduğu rivayetleri var bu ayetin. Buradan anlıyoruz ki, dünyaya adaleti getirecek İslam’dır. İyiliği, huzuru, barışı getirecek İslam’dır. Zulmü ortadan kaldıracak, İslam’dır ve o İslam’ı en doğru bir şekilde öğrenen, anlayan ve yaşayan Müslümanlardır. Müslümanların dışında insanların işte yaptıklarını görüyoruz. Nasıl ırkçılık yaptıklarını, zulmettiklerini görüyoruz. Günyüzü görmemiş bebekleri öldürenlere nasıl destek olduklarını görüyoruz. Artık saklayacakları bir şey kalmadı. Geçmişteki gibi değil. Şimdi dünyanın bir ucunda olan bir olay öbür ucunda anında görülüyor. Dünyanın her yerinde İsrail’in zulmü nasıl görünüyorsa dünyada nerede bir kötülük oluyorsa o da hemen anında görülüyor. Cenab-ı Hak bu ümmeti insanlara en hayırlı ümmet olarak çıkardığını buyuruyor; “Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a inanırsınız.” Rabbimiz bizi böyle tanımlıyor. O zaman hep birlikte vahdet içerisinde, birlik içerisinde, nerede bir kötülük görüyorsak, nerede bir zulüm görüyorsak, elimizle düzeltebiliyorsak elimizle, dilimizle düzeltmeye çalışıyorsak dilimizle, onlara da gücümüz yetmiyorsa kalbimizle, dualarımızla o kötülüğe karşı olduğumuzu duruşumuzla ifade etmek zorundayız ki bu da bizim bir iman borcumuzdur. Mümin olduğumuzun göstergesidir.

Aziz Kardeşlerim!

Yeter ki bizler, kaybolan adaleti dünyamıza yeniden hakim kılmak için sorumluluklarımızı yerine getirmeye gayret edelim. Hayatımızın her alanında hakkı gözetelim. Hakikati dile getirmekten geri durmayalım. Kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun zalimin karşısında, mazlumun yanında yer alalım. Geleceğe dair umutlarımızı diri tutalım. İlahi adaletin mutlaka tecelli edeceğine olan inancımızı asla yitirmeyelim.

Biz hep şanlı ordumuz için ne diyoruz; ‘Tarih boyunca hep zalimin karşısında, hep mazlumun yanında yer alan şanlı ordumuzu karada, havada, denizde her veçhile mansur ve muzaffer eyle Ya Rabbi’ diye dua ediyoruz ya bu duamızı yapmaya hep devam edelim inşallah.

Hutbemi bir ayet-i kerime mealiyle bitiriyorum. Rabbimiz buyuruyor ki; “Biz, kıyamet gününde adalet terazileri kurarız; kimseye hiçbir şekilde haksızlık edilmez. Yapılanlar, bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu adalet terazisine getiririz. Hesap görücü olarak biz yeteriz.”