Paylaş Facebook Facebook Facebook
14 Haziran 2025 Cumartesi

“Peygamber Efendimizi sevmek, imanımızın ve Allah'a kulluğumuzun bir gereğidir”

 

  • “Peygamber Efendimizi sevmek, imanımızın ve Allah'a kulluğumuzun bir gereğidir”
  • “Peygamber Efendimizi sevmek, imanımızın ve Allah'a kulluğumuzun bir gereğidir”
  • “Peygamber Efendimizi sevmek, imanımızın ve Allah'a kulluğumuzun bir gereğidir”
  • “Peygamber Efendimizi sevmek, imanımızın ve Allah'a kulluğumuzun bir gereğidir”
  • “Peygamber Efendimizi sevmek, imanımızın ve Allah'a kulluğumuzun bir gereğidir”
  • “Peygamber Efendimizi sevmek, imanımızın ve Allah'a kulluğumuzun bir gereğidir”

 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Esasen medeniyet köklerimizde Peygamber aşkı vardır. Peygamber Efendimizi sevmek, imanımızın ve Allah'a kulluğumuzun bir gereğidir. Allah'ın sevgisini kazanmanın ve rızasına ulaşmanın yolu, Peygamberimizi sevmekten, ona gönül vermekten, onu örnek almaktan ve onun yolunda olmaktan geçmektedir.” ifadelerini kullandı.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Üsküdar Üniversitesince NP Sağlık Yerleşkesi'nde düzenlenen "2. Al-i Beyt Mirasını Yeniden Düşünmek Sempozyumu"na katıldı.

Başkan Erbaş, burada yaptığı konuşmada, İslam'ın hedeflediği toplumsal yapının düşünsel arka planını işaret etti.

İbadetten ticarete, hukuktan ahlaka, aileden sosyal hayata kadar hemen her alanda pek çok örneği bulunan söz konusu kavramlardan birinin de aile mefhumuna atıfta kullanılan ehlibeyt tabiri olduğunu belirten Başkan Erbaş, şu ifadelere yer verdi:

"İslam'ın ilk yıllarında gerek Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in gerekse diğer insanların ev halkını ifade etmek için kullanılan bu tabirin dini literatürde bir terim olarak yer bulması ise daha çok Hz. Peygamber (s.a.s)’in ailesinin müminler nezdindeki anlam ve değeri çerçevesinde tezahür etmiştir. Böylece İslam inanç ve kültür dünyasında ehlibeyt kavramı, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in mutahhar eşleri, çocukları, torunları ve diğer yakınlarından oluşan ailesinin özel ismi hüviyetini kazanmıştır."

“Allah'ın sevgisini kazanmanın yolu Peygamberimiz (s.a.s)’i sevmekten geçmektedir”

İslam'ın evrensel ilke ve değerlerinin hayata taşınması noktasında ehlibeytin örneklik misyonunun Hz. Muhammed (s.a.s)’in vefatından sonra da devam ettiğini ifade eden Başkan Erbaş, şunları kaydetti:

"Zira Allah Resulü'nün bu bağlamda Kur'an-ı Kerim'i ve ehlibeytini ashabına emanet olarak bıraktığına ve onlar hakkında dikkatli olunması gerektiğine işaret eden rivayetler vardır. Esasen medeniyet köklerimizde peygamber aşkı vardır. Peygamber Efendimizi sevmek, imanımızın ve Allah'a kulluğumuzun bir gereğidir. Allah'ın sevgisini kazanmanın ve rızasına ulaşmanın yolu, Peygamberimizi sevmekten, ona gönül vermekten, onu örnek almaktan ve onun yolunda olmaktan geçmektedir."

Müslümanların Kur'an-ı Kerim'e ve sünnet-i seniyyeye sahip çıkmayı ulvi muhabbetin bir gereği olarak gördüklerine dikkati çeken Başkan Erbaş, buna karşın ehlibeyte duyulan ulvi muhabbetin tarihi süreç içinde kimileri tarafından ideolojik ve politik çıkar malzemesi yapılmasının da acı bir gerçek olduğunu vurguladı.

"Müslümanların arasına atılmış en büyük fitne"

Başkan Erbaş, Hz. Hüseyin'in şehit edilmesi hadisesinin vahim çarpıtmayla istismar zemini yapılmak istendiğini belirterek, "İstisnasız bütün Müslümanların yüreğini dağlayan bu elim hadiseden hareketle yürütülen ırkçı, mezhepçi ve ideolojik tarafgirlik, Müslümanların arasına atılmış en büyük fitne ve ümmetin vahdetine, kardeşlik bilincine ve geleceğine yapılmış en ağır suikasttır.” ifadesini kullandı.

Başkan Erbaş, ehlibeytin İslam ümmetinin önemli ortak paydalarından biri olduğunu anımsatarak, buna duyulan sevginin Hazreti Muhammed (s.a.s)’e duyulan bir muhabbet olduğunu ifade etti.

Sempozyuma, Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve Rotterdam İslam Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akgündüz de katıldı.