Paylaş Facebook Facebook Facebook
1 Ekim 2025 Çarşamba

“Başkanlığımız ülkemizin birlik, beraberlik ve kardeşlik harcı olmaya devam edecektir”

 

  • “Başkanlığımız ülkemizin birlik, beraberlik ve kardeşlik harcı olmaya devam edecektir”
  • “Başkanlığımız ülkemizin birlik, beraberlik ve kardeşlik harcı olmaya devam edecektir”
  • “Başkanlığımız ülkemizin birlik, beraberlik ve kardeşlik harcı olmaya devam edecektir”
  • “Başkanlığımız ülkemizin birlik, beraberlik ve kardeşlik harcı olmaya devam edecektir”
  • “Başkanlığımız ülkemizin birlik, beraberlik ve kardeşlik harcı olmaya devam edecektir”
  • “Başkanlığımız ülkemizin birlik, beraberlik ve kardeşlik harcı olmaya devam edecektir”
  • “Başkanlığımız ülkemizin birlik, beraberlik ve kardeşlik harcı olmaya devam edecektir”
  • “Başkanlığımız ülkemizin birlik, beraberlik ve kardeşlik harcı olmaya devam edecektir”
  • “Başkanlığımız ülkemizin birlik, beraberlik ve kardeşlik harcı olmaya devam edecektir”

 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Safi Arpaguş, “Bütün mensuplarıyla Başkanlığımız, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da toplumun tüm katmanlarını kuşatan bir anlayışla anayasal vazifesini ifa etmeye ve ülkemizin birlik, beraberlik ve kardeşlik harcı olmaya devam edecektir.” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Safi Arpaguş, Başkanlık yerleşkesindeki 15 Temmuz Milli İrade Şehit Ali Alıtkan Konferans Salonu’nda düzenlenen Camiler ve Din Görevlileri Haftası Açılış ve Tanıtım Programı’na katıldı.

“Camilerimizin temsil ettiği değerleri, çağımızla buluşturmanın yollarını arayacağız”

Başkan Arpaguş, burada yaptığı konuşmada, 2011 yılından itibaren Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nı belirli bir tema çerçevesinde ihya etmeye çalıştıklarını belirterek, “Bu yıl ki temamız ‘Peygamberimiz, Cami ve Namaz.’ Hafta münasebetiyle söz konusu tema ekseninde gerçekleştireceğimiz programlarla, asrı saadetten bu yana camilerimizin bireysel ve toplumsal hayattaki yerini ve önemini yeniden tefekkür etme imkanı bulacağız. Peygamberimizin (s.a.s.) örnekliğinden hareketle camilerimizin temsil ettiği değerleri çağımızla buluşturmanın yollarını, metotlarını arayacağız.” ifadelerini kullandı.

“Camilerimiz, Müminlerin kimlik ve aidiyet bilincini pekiştiren merkezlerdir”

Başkan Arpaguş, camilerin tevhidin sembolü ve vahdetin merkezi olduğuna dikkati çekerek, “Müslümanların birlik, beraberlik, dostluk, kardeşlik ve muhabbet mekanlarıdır. Müminlerin kimlik ve aidiyet bilincini pekiştiren, onları bir araya getiren, manevi köklerine bağlayan, hafızasını ve istikamet bilincini tahkim eden merkezlerdir camilerimiz. İslam medeniyetinde Kur’an’ın ahkamı ve ahlakı camilerden hayata taşınmıştır. Toplumun zihin ve gönül dünyası camiler ile mamur olmuştur. Müslümanların inanç dünyasından ümmet bilincine, sanat anlayışından sosyal ilişkilerine kadar hemen hemen hayatın bütün alanları, camilerin temsil ettiği değerlerle şekillenmiştir.” şeklinde konuştu.

“Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in örnekliği mümince bir bilincin en büyük sembolüdür”

Camilere ruh veren namaz ibadetinin Müslümanlar için bir bilinç inşa ettiğini dile getiren Başkan Arpaguş, “Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in örnekliği ise mümince bir bilincin, vakur bir duruşun ve müstakim bir yönelişin en büyük sembolüdür. Hz. Peygamberin (s.a.s), Mescid-i Nebevi’nin inşasında bizzat çalışması, en şiddetli hastalığı esnasında bile cemaati terk etmemesi ve insanların bireysel ve toplumsal sorunlarını mescitte çözmeye çalışması, mescitte ona çareler araması, O’nun mabedi konumlandırdığı yer açısından hepimizi için önemli bir göstergedir.” ifadelerine yer verdi.

“Şanlı tarihimiz, camilerimizin milletimize kazandırdığı direniş ruhunun benzersiz örnekleriyle doludur”

Camilerin geçmişten günümüze Müslümanların karşılaştığı zorlukları aşma noktasında önemli fonksiyonlar icra ettiğini aktaran Başkan Arpaguş, “Barış zamanlarında gönüller ihya eden camiler, zor zamanlarımızda da direniş ve mücadele ruhunun en güçlü mevzileri olmuştur. Nitekim Kafkas Cephesi’nden Çanakkale’ye, Kurtuluş Savaşı’ndan 15 Temmuz’a şanlı tarihimiz, camilerimizin milletimize kazandırdığı azim, kararlılık ve direniş ruhunun benzersiz örnekleriyle doludur.” dedi.

“Namazdan uzaklaşmak, hayata anlam veren ruhu ve mihveri kaybetmektir”

Başkan Arpaguş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kulun Rabbine gönülden teslim oluşunu simgeleyen, ruhu disipline eden, zamana değer katan ve varoluşa derinlik kazandıran namaz ibadeti, günlük akış içinde ertelenebilen, ötelenebilen şekli bir görev haline gelebilmektedir. Camiler ise ibadet, eğitim, danışma ve dayanışma işlevlerini büyük ölçüde kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilmektedir. Esasen bugün yaşanan bireysel ve toplumsal sorunların temelinde bizi biz yapan, bizi birbirimize bağlayan bu değerlerin ihmal edilmesi, ötelenmesi ve hayatın dışına itilmesi vardır. Zira camiye yabancılaşmak, kendi köküne ve kimliğine yabancılaşmaktan ibarettir. Namazdan uzaklaşmak, hayata anlam veren ruhu ve mihveri kaybetmektir. Bu çerçevede Resulullah (s.a.s.)’in örnekliğinden uzaklaşmak ise adaleti, merhameti, hakikati, hikmeti ve güzel ahlakı yitirmektir.”

“Camilerin imarı, bu ulvi mekanların temsil ettiği değerlerin hayata hakim kılınmasıyla mümkün olacaktır”

Başkan Arpaguş, İslamiyet’in evrensel ilke ve değerlerinin hayata taşındığı camilerin temsil ettiği değerlerin muhafaza etme sorumluluğun tüm Müslümanların uhdesinde olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Nitekim Cenab-ı Hak, Kur’an-ı Kerim’de bu sorumluluğu ‘Allah’ın mescitlerini, Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder.’ şeklinde ifade etmektedir. Hiç şüphesiz camilerin imarı, ancak bu ulvi mekanların temsil ettiği değerlerin hayata hakim kılınmasıyla mümkün olacaktır. Böylece müminler camileri imar ederken aslında camiler de müminlerin zihin ve gönül dünyalarını imar edecek; onlara, İslam’ın ufkuyla hayata bakmayı öğretecektir.”

Dünya meşgalesiyle yorgun düşen gönüllerin camilerde arındığını, yenilendiğini ve yeniden dirildiğini söyleyen Başkan Arpaguş, modern hayatın dehlizlerinde kaybolan duyguların, camilerde yalnız Allah’a yönelmenin huzuruyla istikamet bulabildiğini ifade etti.

“Bu önemli kurumun yıpratılması teşkilatımıza ve milletimize karşı çok büyük bir haksızlık olacaktır”

Toplumu din konusunda aydınlatma sorumluluğunun anayasal bir görev olarak Diyanet İşleri Başkanlığının uhdesine tevdi edildiğini hatırlatan Başkan Arpaguş, şu ifadelere yer verdi:

“Bu çerçevede Başkanlığımız, şehir merkezlerinden en ücra köylere kadar ülkemiz sathında milletimizin her bir ferdine kucak açan camilerimizi hassasiyetle yönetmekte ve kuşatıcı bir üslupla toplumun manevi hayatına rehberlik etmektedir. Devletimizin en köklü kurumlarından biri olan Diyanet İşleri Başkanlığımız, milletimizin en güçlü ortak paydası, manevi sigortası ve kardeşlik harcıdır. Dolayısıyla birtakım indi mülahazalar, yanlış bilgiler ve ön yargılardan hareketle bu önemli kurumun yıpratılması, gecesini gündüzüne katarak bu hizmetleri yürütmeye çalışan teşkilatımıza ve milletimize karşı çok büyük bir haksızlık olacaktır.”

Başkan Arpaguş, “Bütün mensuplarıyla Başkanlığımız, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da toplumun tüm katmanlarını kuşatan bir anlayışla anayasal vazifesini ifa etmeye ve ülkemizin birlik, beraberlik ve kardeşlik harcı olmaya devam edecektir.” diye konuştu.

“Hizmetlerimizi aşkla, heyecanla, kararlılıkla ve fedakarlıkla sürdüreceğiz”

Başkan Arpaguş, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bütün hizmetlerimizi medeniyet değerlerimizden hareketle Başkanlığımızın kuşatıcı ufku ekseninde yürütmek mecburiyetindeyiz. Çünkü bizler, milletimizin inancına, aklına, kalbine ve manevi hayatına rehberlik eden bir teşkilatız. Bütün çalışmalarımızı da bu anlayışla yapıyoruz, yapacağız ve yapmaya devam edeceğiz. Bütün hizmetlerimizi aşkla, heyecanla, kararlılıkla ve fedakarlıkla sürdüreceğiz. Kimseyi ötelemeden, dışlamadan, ayrıştırmadan hizmet üretmeye devam edeceğiz. Bunun için her birimiz, yüce dinimiz İslam’ın bizlere yüklediği sorumluluk bilinciyle hareket etmek durumundayız. Başkanlığımızın kuruluş amacı ve toplumu din konusunda aydınlatma misyonunu iyi anlamak zorundayız. Camilerimizin temsil ettiği değerleri sahiplenmek, temsil etmek ve yüceltmek mecburiyetindeyiz. İnanıyorum ki bu sorumluluğu hakkıyla yerine getirdiğimizde camilerimiz, milletimizin ufkunu aydınlatacak ve bir medeniyet inşa etme hüviyetine yeniden kavuşacaktır.”

Programa, Diyanet İşleri Başkanlığının üst düzey yöneticileri ve Başkanlık personeli katıldı.