Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Muş’un Malazgirt ilçesindeki Malazgirt Milli Park Alanı'nda düzenlenen Malazgirt Zaferi'nin 954. Yıl Dönümü Kutlama Programı'na katıldı. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş da programda dua etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Okçular Vakfınca Malazgirt Milli Park Alanı'nda düzenlenen Malazgirt Zaferi'nin 954. Yıl Dönümü Kutlama Programı'nda konuştu.
Dün Ahlat'ta gençlerle hasret giderdiklerini, Ahlat Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine toplantısının ardından millete seslendiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün de sizlerle o müstesna zaferin 954. yıl dönümünde Malazgirt'teyiz. Bu meydanı hıncahınç doldurarak heyecanımıza ortak olan kıymetli kardeşlerime ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Dünyaya, 'biz buradayız ve kıyamete kadar da burada olacağız' mesajını en güçlü şekilde verdiğimiz Malazgirt Zaferi'nin 954. yılı mübarek olsun. Büyük komutan Sultan Alparslan ve yiğit askerlerinin, gazilerin, akıncı birliklerinin, o kahraman ordunun, her bir neferinin aziz ruhları şad olsun.” dedi.
Millet olarak, bundan 954 yıl önce Malazgirt Ovası'nda yazılan kahramanlık destanından aldıkları cesaret ve öz güvenle istikbale yürüdüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ecdadın mübarek kanlarıyla bizlere vatan eylediği bu toprakları ebedi yurdumuz olarak muhafaza etmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Her türlü engele, her türlü engellemeye, her türlü sabotaja rağmen yeniden büyük ve güçlü Türkiye için kelimenin tam anlamıyla çırpınıyoruz. Şunu burada samimiyetle ifade etmek isterim, bugün bekası söz konusu olduğunda hiçbir güce boyun eğmeyen bir Türkiye'de yaşıyoruz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün kendi vatandaşlarıyla birlikte mazlum ve mağdurların da umudu haline dönüşen bir Türkiye'nin olduğunu vurgulayarak, "Bugün, Filistin davasına her platformda tüm imkanlarıyla sahip çıkan, İsrail'in alçak zulümleri karşısında Gazzeli kardeşlerini asla yalnız bırakmayan bir ülkemiz ve hükümetimiz var. Mektup diplomasisiyle, telefon görüşmeleriyle, uluslararası toplantılarla, 102 bin tonu aşan yardımlarımızla Gazze'nin hakkını ve hukukunu en güçlü şekilde savunuyoruz. Kim ne derse desin, bize ve milletimize yakışan tavır neyse eğilmeden, bükülmeden ve hiç kimseden çekinmeden yerine getiriyoruz." dedi.
"Kurumlarımız çalışmalarını bir kuyumcu titizliğiyle sürdürüyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün bu emeklerin neticelerinin alınacağı bir sürecin içinde olunduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Milletimizin fertleri arasına örülen fitne duvarlarını tamamen yıkmak için başlattığımız 'Terörsüz Türkiye' sürecinde hamdolsun kısa sürede önemli mesafe katettik. Kandan ve çatışmadan beslenen çevrelerin süreci kundaklama çabalarına rağmen tüm kurumlarımız çalışmalarını 'asırlık birlikten sonsuz kardeşliğe' hedefiyle adeta bir kuyumcu titizliğiyle sürdürüyor. Milletimiz de yürütülen çalışmaları dikkatli olduğu kadar, son derece umutlu bir yaklaşımla yakından takip ediyor. Kimin sürece samimiyetle destek verdiği, kimin de alakasız gündemlerle süreci zehirleme gayretinde olduğu milletimiz tarafından not ediliyor.
Şurası bir gerçek ki Türkiye terör meselesini tamamen çözme yönünde yol aldıkça saldırı, sabotaj ve tuzaklar da artacaktır. Bunu kimi zaman yalan ve dezenformasyonla yapacaklar, kimi zaman toplumun hassasiyetlerini kaşıyarak yapacaklar, kimi zaman insanlarımız arasında korku yayarak yapacaklar, kimi zaman yurt içi ve yurt dışındaki ajanlarını kullanarak yapacaklar, kimi zaman da sureti haktan görünerek yapacaklar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, bu sefer başaramayacaklar. Allah'ın izniyle milletimizin desteğiyle oluşan umut havasının önünde bu defa kimse duramayacak. Ayrılıktan, bölünmüşlükten, kardeşler arası nifaktan yıllarca rant ve çıkar devşirenler inşallah bu sefer kazanamayacak."
Hep birlikte, 86 milyon olarak, tarihin, kültürün, ortak medeniyetin, inançların bir araya getirdiği büyük bir aile ve aynı milletin efradı olunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, herkesin aynı bayrağın, aynı gök kubbenin altında yaşadığını söyledi.
"Tüm bölgemizde kalıcı barışın tesisinden yanayız"
Nazlı hilalin güven veren gölgesinde herkese yer olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye'miz aynı zamanda sınırlarımızın ötesindeki kardeşlerimizin başı dara düştüğünde sığınacağı en güvenli limandır. Bakınız, bunu Irak'ta gördük, bunu 14 yıl boyunca komşumuz Suriye'de gördük. Bunu daha önce Balkanlar'dan Kafkasya'ya, gönül coğrafyamızın birçok köşesinde gördük. Yarın da zulme uğrayanların, ötekileştirilenlerin, baskı görenlerin, ölümle burun buruna gelenlerin eman yurdu yine Türkiye ve Türk milleti olacaktır. Dolayısıyla Suriye'deki tüm kardeş halklar gibi Kürtlerin de güvenliğinin, huzurunun, esenliğinin teminatı Türkiye'dir. Yönünü Ankara'ya ve Şam'a dönenler kazanacak. Kardeşlik ve komşuluk hukukunu gözetenler kazanacak. Kıblesini şaşırıp kendilerine yeni yabancı patronlar arayanlar ise eninde sonunda kaybedecektir. Şunu da biliyoruz ki kılıç kınından çıkarsa kaleme ve kelama yer kalmaz. Tekrar ediyorum, biz tüm bölgemizde kalıcı barışın tesisinden yanayız. Biz sorunların diyalog ve diplomasi yoluyla çözülmesinden yanayız.
Kimse unutmasın, Türkler, Araplar, Kürtler olarak bu coğrafyada kıyamete kadar hep beraber yan yana yaşayacağız. Müslüman kanından beslenenler tarih sahnesinden çekildikten sonra bile biz yine burada olacağız. Unutmayın, Malazgirt'te olacağız. Sultan Alparslan'ın, Selahattin Eyyubi'nin ahfadı olarak Türkiye Yüzyılı'nı, büyük ve güçlü Türkiye'yi, önce 'Terörsüz Türkiye'yi ardından da terörsüz bölgeyi gönül gönüle vererek el birliğiyle gerçeğe dönüştüreceğiz. Ayrılık türküleri değil, inşallah kardeşlik türküleri söyleyeceğiz. Kayıplarımızın arkasından ağıtlar yakmayacak, ortak başarılarımızın zafer marşlarını hep beraber coşkuyla terennüm edeceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörün, kanın, gözyaşının, ayrılığın karşısındaki her bir vatandaştan bu çalışmalarına destek olmasını beklediğini ifade ederek, "Bu milletin bugünlere gelmesinde emeği geçen başta komutanlarımızı, Mehmetlerimizi hayırla yad ediyorum. Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. Malazgirt Zaferi'mizin 954. seneidevriyesinin ülkemiz, milletimiz ve İslam alemi için tekrar hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Özellikle Okçular Vakfı'mızın tüm yöneticilerine şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, dua etti
Başkan Erbaş, şehitler için dua ederek, şu niyazda bulundu:
“Ellerimizi Senin rızan için kaldırdık. Bizleri dergah-ı uluhiyetinden boş çevirme Ya Rabbi! Malazgirt Meydanı'nda ellerini açmış Sana dua eden şuradaki genç kardeşlerimizin dualarını dergah-ı uluhiyetinde kabul eyle Ya Rabbi!
Kendilerini umduklarına nail, korktuklarından emin eyle Ya Rabbi! Kalplerindeki hayırlı muratlarını kabul eyle Ya Rabbi!
İlahi Ya Rabbi! Bundan 954 sene önce şu meydanda, bu toprakları bizlere vatan kılmak için fedayı can eden cümle şühedamıza rahmet eyle Ya Rabbi!
İlahi Ya Rabbi! Malazgirt'ten günümüze kadar din, ezan ve bayrak için mücadele eden bütün ecdadımıza rahmet eyle Ya Rabbi! Onların torunları olarak vatanımıza ve devletimize hizmet etmeyi bizlere nasip eyle Ya Rabbi!
Birliğimizi, beraberliğimizi daim eyle Ya Rabbi! Aramıza fitne tohumu ekmek isteyen dahili ve harici hainlere fırsat verme Ya Rabbi. ‘Onlar milletimize tuzak kurmak isterler ama Allah onların tuzaklarını başlarına geçirir.’
İlahi Ya Rabbi! Kurmuş oldukları her türlü hile ve desiseleri kendi başlarına makus eyle Ya Rabbi! Aramızdaki kardeşlik bağlarımızı geliştirmeyi bizlere nasip eyle Ya Rabbi!
Devlet adamlarımıza hayırlı, bereketli ömürler nasip eyle Ya Rabbi! Rızana uygun işler yapmayı hepimize nasip eyle Ya Rabbi! Kahraman ordumuzu karada, havada, denizde, her zaman ve her yerde mansur ve muzaffer eyle Ya Rabbi!
İlahi Ya Rabbi! Şu güneşin altında toplandığımız gibi mahşer günü sevgili Peygamberimizin (s.a.s.) liva-ül hamd isimli sancağı altında cümlemizi haşr-u cem eyle Ya Rabbi!”
Programa, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, siyasi parti liderleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.